2008 yılında, seçmeler vasıtasıyla Zhang Yixing yurt dışındaki en iyi şirketin stajyeri oldu. Yurt dışındaki ilk seferi sırasında o ne yaptığını bilmiyordu, her gün yalnızca şirketin ayarlamalarını bekledi.
Beceriksizce geçirdiği 3 ayın ardından vize problemleri sebebiyle Çin'e gönderildi. -Beklediğinden çok daha uzun süren- hiçbir şey yapmadığı bir dinlenme süresinin ardından Zhang Yixing şirketin kendisini unuttuğundan, stajyerlik hayatına dönemeyeceğinden şüphelenmeye başladı. Evde geçirdiği o birkaç ay içinde neredeyse hiçbir şey öğrenmediğini fark etti. Kendini geliştirmediğinin farkına varmanın boşluğu eğitim alma fırsatının kıymetini anlamasını sağladı. Erken davranarak pratik yapmaya başladı, şirketin düzenli dersleri 6 saatti ve o ilave ders alarak bir günde 12 saat pratik yapıyordu.
Profesyonel olarak, adım adım ilerlemeye başladı. Yine de, arsız genç bir kavga sebebiyle bir kez daha eve gönderildi. Günler içinde bu arsızlığını onardı, hareketlerinden duyduğu derin pişmanlık ve müzik yolculuğunun bu şekilde sonlanacağı korkusu durmaksızın Zhang Yixing'in üzerine yüklendi. Sadece bir şans daha verin bana, kesinlikle...Gizlice kendisine sert yeminler etti fakat günler süren bekleyişin ardından kendisine çok da umut vermeye cesaret edemedi.
2009'un sonlarına yakın, Zhang Yixing şirket tarafından tekrar arandı ve "bir robot gibi pratik yapmaya" başladı. Bedenine her gün 2 ya da 3 kg kum torbaları ve ağırlıklar bağladı, herkesin iki-üç katı pratik yaptı, dans hareketlerini defalarca tekrar etti. Hafızasında sonraki birkaç yıllık stajyerlik hayatı renksizdi, pek anısı yoktu. Bu konuda konuşmak istemediğinden değil yurt ve farklı pratik odaları arasında gidip gelmenin tekdüzeliği onu hissizleştirmişti öyle ki anımsadığı pek fazla hikaye yoktu. Zihnini yorarak ancak şunu paylaşmayı başarabildi, "Yoğun bir şekilde pratik yaparken mart ayında olduğumuzu fark ettim sonra birdenbire haziran ayına geldik. 3 ayın nasıl geçtiğini...hiç bilmiyorum."
"O zaman dilimi hakkında detaylıca konuşmamı istiyorsunuz fakat o süreç benim için boşluk. Yalnızca pratik yaptığımı, dans edip durduğumu hatırlıyorum." İç çekti. "Belki de, bir insan bir şeye gerçekten odaklandığında zamanın çabucak geçtiğini anlamıyor." 2012 yılında, Zhang Yixing şirketinin kilit erkek grubunun bir parçası olarak çıkış yaptı. 4 yıl, şirkete birkaç kez girip çıktı. Zhang Yixing mağrurdu, yıkıldı, zamanını heba etti fakat aynı zamanda direnen bir kalp geliştirdi. Başta "pek bir şey yapamayan" bir stajyer iken sonrasında stajyerler arasında saygı gören "pratik tanrısı" hâline geldi. Ondan sonra, şirketteki yüzlerce belki de daha fazla yetenekli kişi arasından seçildi ve yeni grubun "ana dansçısı" oldu. 4 yıllık dönüşümün ardından, Zhang Yixing bir stajyer olmanın ne demek olduğunu derinlemesine anladı ve stajyerken her şeyini ortaya koyacağı şey daha netti.
Idol Producer tarafından yayınlanan ilk fragmanda "Ulusun Yapımcı Temsilcisi" Zhang Yixing röportaj alanında düzgünce oturuyor, yüzü "stajyerleri" nasıl da anladığını paylaşırken ciddi. "Stajyer ifadesi iyi pratik yapmanız, iyi hazırlanmanız ve sonra sahneye çıkmanız anlamına geliyor." Duraksıyor, sesi yükseliyor ve keskin bir şekilde ifade ederken kaşları çatılıyor, "Güzelce pratik yapmadın mı? Öyleyse sahneye çıkmaya ne hakkın var?" Ve geçtiğimiz cumartesi yayınlanan videoda, "Yüksek notalardan neden kaçınıyorsun?", "Dengende büyük bir sıkıntı var.", "Kendini (bulunduğun alana) sabitledin."...Birbiri ardına sert yorumlar yapıldı, bu durum çoğu kişiyi şaşırttı, bu imajı genelde topluma sunduğu, "uysal kuzu" olarak betimlenen imajından çok farklıydı. Ciddi davranmayan ya da performansına hazırlanmayan stajyerlerin adına sinirlenmişti. O, elinden geleni yapmayanların çıkış yapma şansına sahip olmayacağını biliyordu. "Kendiniz için bir yedek plan bulundurursanız bu oyunun eğlencesi kalmaz."
Zhang Yxing'in kişisel Weibo hesabı toplum tarafından keşfedilmeden önce Weibo adı çoktan "sıkı çalış sıkı çalış daha sıkı çalış"tı. Bu ifade bugün hâlâ kullanılıyor. Bu esnada, Idol Producer'da da tekrar tekrar bir ifadeyi vurguladı: Ne kadar sıkı çalışırsan o kadar şanslı olursun. "Sıkı çalışmak" görünüşe bakılırsa Zhang Yixing'de bir etiket hâline gelmiş fakat bu kelime farklı durumlarda farklı şekillerde görülüp söz edildiğinde bu sebeple hoş olmayan dedikodular ortaya çıktı. Ona sıkı çalışmanın senin için anlamı nedir diye sorduk. Zhang Yixing kabullenmiş bir gülümseme sundu. "Daha önce söz etmiştim, bir insan sıkı çalışmamayı seçebilir. Eğer sıkı çalışmadan iyi iş çıkarabilsek kim sıkı çalışmak ister ki? Ben de sıkı çalışmak istemiyorum ama sıkı çalışmadan kim iyi iş çıkarabilir ki?"
Sina ve Zhang Yixing Arasındaki Soru Cevap Kesiti
Soru: Bu kez 'Idol Producer' programında, 'Ulusun Yapımcı Temsilcisi' olarak yer alıyorsun. Aslında daha önce kendi müziğinin yapımcılığını yapmıştın. Bu iki tür 'yapımcılık' arasındaki fark nedir?
Cevap: İkisi de yapım/üretim işi ve ikisi de beni endişelendiriyor! Sanırım her şey için endişelenmek kaderimde var, gerçekten.
Soru: Bir müzik yapımcısı olmak kendin için endişelenmek anlamına geliyor ama bu program görünüşe bakılırsa seni diğer insanlara karşı sorumlu kılıyor, doğru mudur?
Cevap: Evet öyle, çünkü bu programa katılırsam programa karşı sorumlu olmam gerekecek. Aksi taktirde katılmış olmayabilirdim.
Soru: Yapımcı temsilcisi rolünde başarı göstermek için özel bir hazırlık yaptın mı?
Cevap: Duruma göre. Ben bir tuğla gibiyim, nerede bana ihtiyaç varsa oraya taşınacağım. Eğer katılımcıların bana ihtiyacı olursa onlara yardım edeceğim. Eğer zaten çok iyi durumdaysalar bir şey söylemem çünkü yanlış bir şey söyleyip kendilerine duydukları güveni zedelemekten korkarım.
Soru: Yani ihtiyaçları olduğunda onlara yardımcı olmak için elinden geleni yapacaksın ama yapımcı kimliğini kullanarak onlara gereğinden fazla müdahale etmeyeceksin öyle mi?
Cevap: Evet! Buna hiç gerek yok. Gösteriş yapmamalısınız.
Soru: Program için bireysel tanıtım videonda "Merkez pozisyonu ruhu" diye bir şeyden söz ettin, buna yönelik anlayışın nedir?
Cevap: Programın söylediği şey bu. Vurgulayan ben değilim. Şahsen şöyle düşünüyorum, programda ilk izlenimi oluştururken merkezde olmak çok önemli çünkü sosyal çevrede merkez pozisyonu o kadar da önemli değil. Yapabileceğinin en iyisini ortaya koymak için elinden geleni yap, kendini başkalarıyla değil kendinle kıyasla, kendin olduğun sürece hiçbir pişmanlığın olmaz. Söylemesi kolay görünüyor ama aslında yapması zor. Daha siz farkında olmadan çoktan başkalarıyla kıyaslanıyorsunuz bu yüzden çok zor. Bu bir kontrol biçimi.
Soru: Basın konferansında, bu program aracılığıyla "stajyer" sözcüğünü topluma yeniden tanımlamak istediğini ilan ettin. Toplumun stajyerler hakkında "şeytanlaştırılmış" ne gibi izlenimleri olduğunu düşünüyorsun?
Cevap: Belki de "stajyer" olmanın pek bir şey yapmayan bir uğraş olduğunu sanıyorlar, belki de bu işte ciddi olan stajyerlerin nasıl olduğunu bilmiyorlar. Stajyerlik süreci boyunca ne hâle gelebilir bilmiyorlar. Ben stajyerlik sürecinden gelen biriyim, herkes beni örnek olarak kullanabilir...Geçmişte hiçbir şeyde iyi değildim.
Soru: Stajyer olmadan önce mi demek istiyorsun?
Cevap: Evet, o zaman beni eğitmekle görevli hocam sordu, "İyi şarkı söyleyebilir misin?" Ben de yapamadığımı söyledim. "İyi dans edebilir misin?", "Hayır.", "Rap yapabilir misin?", "Hayır.", "Diğerlerinden daha mı yakışıklısın?", "Hayır." (Muhabir: Yani başta kendine dair tümüyle negatif bir görüşe sahiptin) başka seçeneğim yoktu, doğruyu söylüyordum.
Soru: Toplumun stajyer olmayı hiçbir şey yapılmayan bir uğraş olarak görmesi haricinde stajyerlerin hayatlarının gecenin gündüzün birbirine karıştığı bilhassa zor ve yorucu bir hayat olduğunu düşünenler de var. Sen ne düşünüyorsun?
Cevap: Bana göre, "stajyer" ifadesi çok garip, bazı insanlar bunun işe yaramaz bir uğraş olduğunu düşünürken bazıları da bir stajyerin hayatını akılsızlık olarak betimliyor. Böylesine uç noktada düşünmeyin. Stajyerler eğitim gören öğrenciler, sadece eğitim görüyorlar. Bu şekilde düşünün. Ne kadar sıkı eğitim süreci geçireceğiniz, size eğitim veren hocaya; patlamanız ve (potansiyelinizi) keşfetmeniz de size bağlı.
Soru: Şirketin sabit rotasının iyi olduğundan stajyerin daha fazla pratik yapmasının onun girişimine bağlı olduğundan söz etmiştin. Bu "girişimin" stajyerler için çok önemli olduğunu düşünüyor musun?
Cevap: Evet. Kendi kendini disiplin etmek çok önemli. Eğer o çevrede kaybetmenize izin verirseniz bu bir felaket olacaktır, sadece hayatınızı heba etmiş olursunuz. Fakat daima nasıl daha iyi olabilirim, diğer insanlar nasıl farkıma varır, iyi olmadığım şeyleri nasıl mükemmel yaparım diye düşünürseniz gerçekten çok farklı olacaktır.
Soru: Bu program bir grup oluşturmak için en sonunda 9 kişi seçecek. Senin düşüncene göre, bir grup için en önemli şey nedir?
Cevap: En önemli unsur şu ki, aynı şirketten olmaları gerekiyor! (Muhabir: Bu bir
espri mi?!) Şaka şaka, bir grup için uyum içinde olmak en önemli şeydir.
Soru: Peki, stajyerlerin ayrı ayrı nitelikli stajyerler hâline gelmeleri için, kusursuz temel yetenekler ve girişkenlik dışında en çok öğrenmeleri gereken şey nedir?
Cevap: 3 nokta var. Birincisi, iyi bir insan olmaları gerekiyor. İkincisi, yapmak istedikleri şeyleri yapmaları gerekiyor. Üçüncüsü, bu süreçten keyif almaları, sonuçlara odaklanmamaları gerekiyor. Her meslek için, bu 3 noktaya sahipseniz epey noksansız bir durumda olursunuz. Fakat bunda bir sıra var, önce iyi bir insan olmanız gerekiyor sonrasında sevdiğiniz şeyleri yapıp sürecin tadını çıkarmalısınız.
Soru: Belli bir şey için çok fazla şey ortaya koyduktan sonra sonuçları fazlasıyla önemseyen biri misindir?
Cevap: Önemsemediğimi söylerseniz...Kim önemsemez ki? Ben de önemsiyorum. Sadece daha az önemsemeye çalışıyorum, sonuçlara daha az dikkat veriyorum ve süreçle daha fazla ilgileniyorum. Süreçten ne öğrenebilirim? Bana verilen sıkı çalışma neye sahip? (Bunlara bakıyorum)
Soru: Birçok durumda, "Sıkı çalış, sıkı çalış daha sıkı çalış" ifadesini kullandın. Bu "sıkı çalışmanın" senin için anlamı nedir?
Cevap: Daha önce söz etmiştim, bir insan sıkı çalışmamayı seçebilir. Eğer sıkı çalışmadan iyi iş çıkarabiliyor olsak kim sıkı çalışmak ister ki? Ben de sıkı çalışmak istemiyorum ama sıkı çalışmadan kim iyi iş çıkarabilir ki?
Soru: Ne olursa olsun, sıkı çalışman kişisel olarak sana epey memnun edici sonuçlar getirdi, öyle değil mi? Örneğin, her zaman kendi müziğini yayınlamak istemiştin ve bu kadar yıl sonra şimdi nihayet kendi solo albümünü yayınladın.
Cevap: Bence ben oldukça şanslıyım, kader bana iyi davrandı.
Soru: Röportajlarının birçoğunu gördüm ve sen başarı sebeplerinden söz ederken şanslı olmayı, talihli olmayı daima birinci sıraya koydun. Neden böyle?
Cevap: Evet. Şans başarının çok önemli bir parçası. Benden daha sıkı çalışmış birileri olabilir. Örneğin, ben kum torbaları bağlı şekilde on saatten fazla dans ettiysem belki bir başkası yirmi dört saat dans etmiştir. Fakat o başarıya ulaşamadı. Bu belki de kaderin bana vermiş olduğu bir şans parçası.
Soru: Doğrusunu söylemek gerekirse, çıkış yapmamış olsaydın ne yapardın? Kendin için alternatif imkanlar düşündün mü hiç?
Cevap: Oh, bunu annemle konuşmuştum. O vakit ona sıkı çalıştım, elimden geleni yaptım çıkış yapamazsam beni suçlama demiştim.
Soru: Çıkış yapmamış olsaydın gelecekte ne yapacağın hakkında düşündün mü?
Cevap: Hayır. Kendim için bir yedek plan oluşturmadım. Yedek planınız olursa oyunun eğlencesi kalmaz. Elinizden geleni yapmayabilirsiniz.
Vay canına, stajyerken nasıl olduğumu düşünmeye cesaret bile edemiyorum...Daha önce 'SHEEP' isimli şarkımın pratiğini yaparken derin bir hatıram var. Öğrenmeye başladığım zamandan itibaren ve sınıfa katıldıktan sonra toplamda sekiz saat pratik yaptım fakat bacaklarım çok titriyordu...Belki de şu an yaşlanmış olduğumdandır! Kabul etmek istemedim fakat gerçek buydu. Bacaklarım titremeye başladı. Dans etmek istedim ama daha fazla pratik yapamadım gerçekten. Pratik yapamadım. Benim için, benim kadar inatçı biri için, bu gerçekten huzursuz ediciydi. Önceki kadar enerjik değildim, bu epey kalbimi kırdı. Sonra kendime, geçmişte nasıl öyle pratik yapmayı nasıl başardığımı sordum. Ve sonra, ertesi gün acının/ağrının üstesinden gelip pratik süremi on saate uzattım. O vakit oldukça minnettardım ve Instagram'da "Hoşgeldin, pratik tanrısı" yazdım.
Soru: Kişisel hedeflerinden biri mükemmel bir yapımcı olmak, bu programa katılmak seni hedefine bir adım daha yaklaştırabilir. Bu hedefe yönelik başka planların var mı?
Cevap: Var, daima planladım. Çok şey planladım, şu anda biraz karman çorman.
Soru: Şu anda o kadar da sorunsuz gitmiyor mu?
Cevap: Biraz öyle fakat yine de sorun değil. Yapabileceğime inanıyorum. Neticede sıkı çalışmaya sahibim.
#Paskalya Yumurtaları#
Yapımcı Zhang'dan stajyerlere temkinli tüyolar
Soru 1: Bazı stajyerler stajyerlik hayatının sadeliğine ve yavanlığına katlanamazsa onlarla nasıl konuşursun?
Cevap: Onlarla bunu konuşamam, eğer biri bundan hoşlanmıyorsa onunla bunu nasıl konuşabilirsin ki? İlgi sahibi olmak en iyi hocadır, bu boş bir cümle değil...Bana göre o kişi bir süre prtaik yapmaya son verip diğerlerinin nasıl yaptığına bakmalı. Belki bu şekilde daha iyi bir etki oluşacaktır.
Soru 2: Müzikal yeteneği pek bulunmayan fakat bir şarkıcı olarak eğlence sektörüne giriş yapmak isteyen stajyerlere ne gibi tavsiyeler verirsin?
Cevap: Dürüst olmak gerekirse, misal şarkı söylerken doğru tondan söyleyemeyebilirsiniz sonra belki de piyanoyu, müziği dinleyerek ve şarkıyı onunla söyleyerek pratik yapabilirsiniz. Fakat gerçekten sesinizi geliştiremiyor yine de şarkıcı olmakta ısrar ediyorsanız bence bu yanlış bir seçim olur. Ama bu hata yalnızca seçiminizdedir. Kader kaderdir, tüm hayatınız boyunca sadece müziği sevmeyeceksiniz, tutulacağınız başka bir şey bulacaksınız ve o hayalinizin peşinden koşacaksınız. Belki o vakit, müziğe bir hobi gibi bakabileceksiniz. Farklı yollara gidip daha fazla patlama sağlamalısınız. Dünya sınırsızdır, (bu dünyanın sizin için sunduğu) imkanlar da öyle.
Soru 3: Eğlence sektörüne müzik hayalin sayesinde giriş yaptın. Ama şimdi, birçok genç yalnızca ünlü olmak istiyor, onlara ne söylemek istersin?
Cevap: Bence herkesin peşinden gittiği kendi hayalleri var, bazıları ünlü biri olarak spot ışığı altında bulunmanın tadını çıkarıyor, bunda yanlış bir şey yok. Hedefiniz açık olduğu sürece, sadece ünlü olmak da isteseniz, yapın, korkulacak bir şey yok. Kendinize karşı sorumlu olduğunuz sürece (sorun yok), neticede hepimiz geleceğimizi hazırlamakla yükümlüyüz.
Soru 4: Program yayınlandıktan sonra, bazı katılımcılar bir gecede ünlü olabilirler. Bu ani başarı onların birçok hayrana ve üne sahip olma duygusu içinde boğulmalarına sebebiyet verebilir, onlar için ne gibi tavsiyelerin var?
Cevap: Eğer ilk ikisini yaparlarsa (açık bir hedefe sahip olup kendilerine karşı sorumlu olurlarsa), (ünlü olma hissinin) tadını çıkarmakta bir sakınca yok. Her insanın çalışma motivasyonu farklıdır, çünkü hayat yalnızca çalışmaktan ibaret değil, hayatın tadını çıkarabiliriz. Fakat her konuda endişe duymak kaderimde var, elimde değil.
Sahne adımı biliyor musunuz? Sahne adım "Lay". (Yapımcı Zhang'ın şakacılığı başlıyor~) Görüyorsunuz, doğrusu neden bana "Lay" adını verdiler? O vakit, (çıkış yapmaya hazırlanırken) şirket bana "Lay" adının fena olmadığını düşündüğünü söyledi. Ben de nedenini sordum. "Boys Over Flowers" dizisinde Hua Ze "Lei" (ç/n: Lei ve Lay aynı şekilde telaffuz ediliyor) isminde bir karakter var, sessiz ve çok konuşmayan biri fakat keman çalıyor, yetenekli, müziğe ilgi duyan biri dediler....Ben de üzerinde çok düşünmedim, tamam siz halledin dedim. Yorgunluğun (ç/n: "yorgun" kelimesi Çincede Lei olarak telaffuz ediliyor) üzerimden atamayacağım bir niteliğim hâline geleceğini bilmiyordum.
<Lütfen çevirileri kaynak belirtmeden almayınız. Teşekkür ederiz.>
Trans cr: hornet394
Çeviri: Mira
Yorumlar
Yorum Gönder